BÜYÜME SANCISI

Günümüzde özellikle gençler arasında yaygınlaşan kaygı bozuklukları, depresyon ve tükenmişlik hissi, büyüme sürecinin sağlıklı ilerlemediğinin göstergeleri arasında yer almaktadır.

Gençliğimiz, toplumumuzun bir yansımasıdır. Aile bağlarının güçlü olduğu, toplumsal rollerin belirgin çizgilerle ayrıldığı bir toplumda yetişen gençler, bireyselleşme ile kolektivizm arasında bir denge kurmaya çalışmaktadır. Türkiye’de gençlerin kendi kimliklerini tam anlamıyla inşa etmeleri genellikle daha uzun zaman almaktadır. Bu süreçte, ekonomik bağımsızlık kazanmanın gecikmesi, aileye bağımlılık süresinin uzaması ve toplumun beklentileriyle kendi arzuları arasındaki çelişkiler, psikolojik anlamda önemli bir yük oluşturmaktadır.

Ancak, dertler her zaman olumsuz sonuçlar doğurmaz. Zorluklar, bireyin psikolojik dayanıklılığını artırabilir ve karakter gelişimine katkı sağlayabilir. Yeni rota oluşturmaya itebilir. Gençlerimiz tarih boyunca çeşitli kriz dönemlerinden geçmiş ve her defasında bir şekilde adapte olmayı başarmıştır. Günümüzde de toplumsal değişimlere karşı duyarlılıkları yüksek, eleştirel düşünebilen ve yeni yollar arayabilen bir gençlik profili ile öne çıkmaktadır.

Dertler yalnızca bir engel değil, aynı zamanda bir dönüşüm, yenilik alanıdır. Büyümek, sadece rahat ve sorunsuz bir süreç içinde gerçekleşmez; tam aksine, bireyin karşılaştığı zorluklar ve onlarla kurduğu ilişki, gelişimin temel taşlarını oluşturur. Günümüz gençliği, toplumsal yapının sunduğu çelişkiler içinde kimliklerini inşa ederken hem bireysel hem de kolektif anlamda yeni yollar keşfetmek zorundadır. Mesele derdi unutmak, dertsiz olmak değil. Mesele o derdin etrafında büyürken, derdin küçülmesidir. Dertten aldığı tecrübeyi hep içinde bulundurmaktır. Dertler aslında bir yol rehberleridir. Türk genci, dertleriyle küçülmez; aksine, onlarla yüzleştikçe büyür, değişir ve kendi yolunu çizmeyi öğrenir.